

"İsrail’in Gazze’ye yönelik son hava saldırısı, bölgede tansiyonu yeniden yükseltti."
Ortadoğu’da sular yeniden ısındı. İsrail ordusunun Gazze’ye düzenlediği son drone saldırısı, bölgede hem insani krizi hem de uluslararası gerginliği derinleştirdi. Saldırının ardından Türkiye’nin nasıl bir tutum sergileyeceği merak konusu oldu.
İsrail’in insansız hava araçlarıyla gerçekleştirdiği saldırıda hedef alınan bölgeden dumanlar yükselirken, sivillerin tahliyesi için yardım koridorlarının yeniden gündeme alınması çağrıları yapıldı. Uluslararası toplumdan sert tepkiler gelirken, Ankara’da ise gözler Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) olası bölgesel adımlarına çevrildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan daha önce yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin Gazze’deki insani trajediye kayıtsız kalmayacağını ve “barışın garantörü bir güç” olarak sahada da etkin rol üstlenebileceğini vurgulamıştı. Bu sözler, saldırı sonrası “TSK Gazze’ye girebilir mi?” sorularını yeniden gündeme taşıdı.
Diplomatik kulislerde konuşulanlara göre Türkiye, şu an için doğrudan askeri bir operasyon yerine uluslararası hukuk çerçevesinde insani yardım ve diplomatik baskı seçeneğini değerlendiriyor. Ancak bölgede artan saldırılar, TSK’nın deniz unsurlarının Doğu Akdeniz’deki pozisyonunu güçlendirmesine neden olabilir.
Uzmanlar, Türkiye’nin hem NATO üyesi olması hem de bölgesel güç dengelerindeki rolü nedeniyle, doğrudan bir müdahaleden çok “aktif caydırıcılık” stratejisiyle hareket edeceğini belirtiyor.
Gazze’deki gelişmeler, sadece bölgesel değil küresel diplomasi açısından da yeni bir dönemin habercisi olarak görülüyor. Türkiye’nin izleyeceği yol haritası, hem insani yardım açısından hem de barış sürecinin şekillenmesinde belirleyici olabilir.
Kaynak: Samedya, cnntürk
#samedya #Gazze #İsrail #TSK #TürkiyeGazze #Ortadoğu #Ateşkes #DroneSaldırısı #CumhurbaşkanıErdoğan



