

"El‑Faşir kentinde Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) kontrolü ele geçirdi, uydu görüntülerinde büyük yıkım ve kan izleri tespit edildi. Sivil kurumlarının raporlarına göre son iki günde en az 2 000 sivil hayatını kaybetti. Uluslararası toplum “insanlığa karşı suç” boyutunda ihlaller olduğu uyarısı yapıyor."
Darfur’da Korkunç Tablo: 48 Saatte 2.000 Sivil Katledildi
Afrika’nın kalbinde yer alan Sudan, uzun süredir iç savaşın gölgesinde yaşıyor. Ancak Darfur bölgesindeki son olaylar, ülkenin son yıllardaki en kanlı dönemine işaret ediyor. El-Faşir kentinde ordu güçleriyle RSF arasında haftalardır süren çatışmalar, geçtiğimiz hafta sonu adeta toplu bir kıyıma dönüştü. İnsan hakları örgütleri, RSF’nin kenti ele geçirmesinin ardından sivilleri hedef aldığını, evleri ateşe verdiğini ve yüzlerce erkeği topluca infaz ettiğini duyurdu. Görgü tanıkları, “Erkekleri sıraya dizdiler ve hepsini vurup gömdüler. Kadınlar ve çocuklar kaçarken bile hedef oldular.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve Birleşmiş Milletler’den gelen raporlar, 48 saat içinde 2.000’e yakın sivilin öldüğünü, 5.000’den fazla kişinin yaralandığını ve on binlerce kişinin kenti terk etmek zorunda kaldığını gösteriyor. Kentin birçok bölgesinde iletişim kesilmiş durumda, sağlık merkezleri tamamen kullanılamaz hale geldi.
Uydu Görüntülerinde Dehşet Verici Ayrıntılar
Yale Üniversitesi’ne bağlı İnsani Araştırma Laboratuvarı, El-Faşir’den elde edilen uydu görüntülerini kamuoyuyla paylaştı. Görsellerde yüzlerce binanın tamamen yandığı, kentin kuzeyinde ve doğusunda büyük çukur alanların oluştuğu ve bu bölgelerde “toplu mezar” izlerinin tespit edildiği bildirildi. Uydu analizlerinde, bazı bölgelerde onlarca kilometrelik alanın kül olduğu, tarım alanlarının yakıldığı ve yerleşim bölgelerinin boşaldığı görülüyor. Araştırma ekibinden Prof. Nathaniel Raymond, “Bu görüntüler, 2000’lerin başındaki Darfur katliamlarını hatırlatıyor. Bu bir savaş değil, sistematik bir yok etme operasyonu.” açıklamasında bulundu.
Tanıklar: “Sokaklarda Cesetlerden Geçilmiyor”
Olay bölgesinden kaçan siviller, yaşadıkları dehşeti kelimelerle anlatmakta zorlanıyor. Yerel kaynaklara göre RSF, kentteki erkekleri silahlı isyancı olmakla suçlayarak hedef aldı. Kadınlar ve çocuklar ise evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bir görgü tanığı, “Evimiz yakıldı. Sokaklarda cesetler var. Çocuklar korkudan konuşamıyor. Hastaneye gidemiyoruz çünkü yollar tutulmuş.” sözleriyle yaşanan panik ve çaresizliği anlattı. Bazı yardım görevlileri ise hastanelerde cesetlerin üst üste yığıldığını, tıbbi malzeme ve ilaç kalmadığını, doktorların elektrik olmadığı için yaralıları el feneriyle tedavi etmeye çalıştığını bildirdi.
Uluslararası Kuruluşlardan Sert Tepki
Birleşmiş Milletler, yaşananların “insanlığa karşı suç” kapsamına girdiğini belirterek RSF’ye acil ateşkes çağrısında bulundu. BM Genel Sekreteri António Guterres, “Sudan’da yaşananlar artık bir iç savaş değil, sistematik bir sivil katliamıdır. Uluslararası toplum sessiz kalamaz.” ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği de RSF ve Sudan ordusuna yönelik yaptırım hazırlığında olduklarını duyurdu. ABD Dışişleri Bakanlığı ise uydu görüntülerinin “soykırım benzeri bir saldırı” olduğuna işaret ettiğini belirterek, insani yardım koridorlarının açılması çağrısında bulundu.
Ancak şu ana kadar bölgeye hiçbir uluslararası askeri müdahale planı açıklanmadı. Yardım kuruluşlarının bölgeye erişimi büyük ölçüde engelleniyor. BM raporlarına göre, Darfur genelinde 10 milyondan fazla insan acil yardıma ihtiyaç duyuyor.
Sudan Yönetimi Zorda
Sudan ordusu, RSF’yi Birleşik Arap Emirlikleri ve bazı dış güçlerden destek almakla suçladı. Hükümet kanadı, bu saldırının ülkeyi bölme amacı taşıdığını savundu. Geçici hükümet sözcüsü, “Bu sadece bir askeri operasyon değil, Sudan’ın bütünlüğüne yönelik açık bir tehdit.” açıklamasını yaptı. Ancak birçok uzman, Sudan yönetiminin ülkenin batısındaki bölgelerde kontrolü büyük ölçüde kaybettiğini düşünüyor. RSF’nin, ülkenin önemli ticaret yollarını ve yakıt depolarını ele geçirdiği bildiriliyor. Bu da ülke genelinde enerji krizi ve gıda sıkıntısını derinleştiriyor.
İnsani Kriz Derinleşiyor
El-Faşir’den kaçan on binlerce insan, komşu Çad sınırına doğru yöneldi. Ancak sınır hattında da güvenlik sorunları ve yetersiz barınma koşulları mevcut. BM Mülteci Ajansı, her gün yaklaşık 3.000 kişinin sınırı geçmeye çalıştığını, su ve gıda yetersizliği nedeniyle ölümlerin arttığını bildirdi. Sudan genelinde 25 milyondan fazla insanın insani yardıma ihtiyaç duyduğu belirtiliyor. Çocuklar arasında yetersiz beslenme oranı yüzde 40’a ulaşmış durumda. Sağlık sistemi neredeyse çökmüş, birçok hastane ya yıkılmış ya da yağmalanmış halde.
Dünya Sessiz, Sudan Yanıyor
Uluslararası kamuoyunun tepkisi sınırlı kalırken, Sudanlı siviller sosyal medya üzerinden “Bizi unutmayın” etiketiyle yardım çağrısı yapıyor. Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği ve bazı sivil toplum örgütleri dışında ülkeden gelen haberler çoğunlukla kısıtlı bilgiyle ulaşıyor. İnternet erişiminin neredeyse tamamen kesilmesi, bölgede yaşananların belgelenmesini zorlaştırıyor. Uzmanlara göre, eğer dünya topluluğu bu duruma sessiz kalmaya devam ederse, Darfur’daki kriz 21. yüzyılın en büyük insani felaketlerinden biri olarak tarihe geçecek.
Sonuç: Yeni Bir Darfur Felaketi Kapıda
2003 yılında yaşanan Darfur soykırımından sonra, dünya bir kez daha aynı bölgede benzer bir insanlık dramına tanıklık ediyor. Sudan’daki savaş, sadece askeri bir çatışma değil, sivillerin sistematik olarak hedef alındığı bir trajediye dönüşmüş durumda. El-Faşir’de yaşananlar, uluslararası hukuk açısından soykırım tanımına dahi yaklaşırken, milyonlarca masum insan hayatta kalma mücadelesi veriyor. Yardım kuruluşları, tek çözümün kalıcı bir ateşkes ve uluslararası koruma mekanizması olduğunu vurguluyor. Ancak şu an için Darfur semalarında tek bir şey yankılanıyor: sessizlik ve çaresizlik.
Kaynak : Bundle



